Başlangıç

Neden bir başlangıç…

Sizi ne beklediğini öngörmeniz için.
Garip ve ağır gelmemesi adına beyninize bir ön masaj.

Öncelikle çoğunuzun alışık olmadığı bir yaklaşımla karşı karşıya kalacaksınız.
Bilmediğiniz bilgiler, daha önce dikkat etmediğiniz noktalar bünyenize ağır gelecek.
Alışık olmamanız durumunda (ki normalde çok alışık olunmaması gerekir) beyininiz, yazılanları sorgulamak istemeyecek.
Bunun yerine okumayı kesecek ve size, hakaret etme ve boşverme güdülerinizi çalıştırmanızı emredecek.
Bu başlangıç metni, beyninizin hiç sorgulama yapmadan inkar edeceği, bir çok soru-cevap ikilisine hazırlık içindir.

Neden beynimiz inkar edecek?
Çünkü beyin doğası gereği, yakıt tasarrufu yapmak için, sürekli hazır bilgi kullanmaya meyillidir.
Beyin bilgi edinme ve bildiklerini değiştirme sürecinde çok fazla enerji harcar.
Düşüncelerinizin değişebilmesi düşüncesi, beyin tarafından hiç hoş karşılanmaz ve kaçış süreci başlar.
Bunun sonucunda odaklanma sorunu, algı azalması, inkar etme veya aşırı tepki süreçleri tetiklenir.
Burada belki sabitlerinize çok ters yaklaşımlar içeren yazılar yazılacaktır.
Bu yüzden beyniniz inkar etmesi ve tepki göstermesi çok normaldir.

Peki ne yapmalı?
Gündelik olaylara baktığınız gibi bu yazılara bakmamanız gerekmektedir.
Test çözer gibi direkt “bu doğru” ya da direkt “bu yanlış” veya “kabul ediyorum” ya da “kabul etmiyorum” denmemesi gerekmektedir.
Doğruluğunun veya yanlışlığının tartışılmasının yerine, alternatif düşüncelerin ortaya atılması daha doğru olacaktır.
Sorgulamak ve daha çok sorgulamak birincil hedef olacaktır.
Burada amaç doğruya ulaşmaktan çok, doğru sözü ben söylerimden çok, tamamen idrak yollarını açmaktır.
Sonuç olarak açılan idrak yollarında seyahat daha kolay olduğundan gerçeğe yaklaşmak da daha hızlı ve kolay olacaktır.

Ama ilk önce kafanız karışacak, soru ve bilgi karmaşasında boğulacaksınız.
Sonunda bütün karışmış o bilgiler tek potada eriyecek ve birbirlerinin içine nüfuz edecektir.
Sonrasında resme uzaktan bakılacak ve karşınıza tamamen farklı bir resim çıkacaktır.
Ve bir daha o resim artık size aynı şekilde gözükmeyecektir.

Buradaki beklenti nedir?
Buradaki en büyük beklenti; ait olduğu topluluğa (aynı dil, din, ırk, kültür, düşünce vs…) koşultsuz şartsız sorgulamadan inanan holigan bir taraftara benzeyen bir bireyin,
öncelikle beyninin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını anlaması,
sorulara soru sorarak kendi ufkunun herşeyin sınırı olmadığını öğrenmesi,
insanı diğer canlılardan ayıran organına, beynine, kaslarından daha çok değer vermesi,
vücunu güzelleştirmek için harcadığı emekten fazlasını beynini geliştirmek için harcaması,
büyük gruplara ait olan küçük insanlar olmaktan çıkıp, geleceği iyileştirebilen bir kudrete sahip olabilecek büyük bir beynin parçası haline gelebilen bir insan haline dönüşmesidir.

Şimdiden ısınan beyninize şunu söylemeniz gerekiyor: “Hiç yoruldum deme! Gelişip büyüyeceksin! Varoluş amacını yerine getireceksin. Çalışacaksın! Diğer bütün organlarım seni yaşatmak için nasıl gece gündüz demeden çalışıyorsa sen de hayvandan ayrılıp insana dönüşmek için çalışacaksın.”

Peki ben nasıl tarzda yazacağım?
Hemen size durumu betimleyerek anlatayım.
Bir ağaç düşünün tüm yapraklarını dökmüş, sadece dalları olan.
Şimdi ağacın tam üstüne, aşağı bakacak şekilde çoook büyük bir ayna tutun.
Oldu mu size ağaç üzerinde ters dönmüş bir ağaç.
Şimdi aynayı kaldırın.
Demin ters dönmüş ağacı görmüş olmanız yeter.
Şimdi ayna olmadığı halde orada bir ağaç olduğunu hayal edebilirsiniz.
Bu iki ağacın aynı dallarının aynı uçlarını birbirine bağlayın.
Oldumu size iki köklü BİR ağaç.
Şimdi aşağıdan yukarıya gözümüzle bir tarayalım.
Önce gerçek olduğunu düşündüğümüz bir sabit fikirden yani gövdeden başlayacağız.
Bu gövdeden türeyen tüm sorular bizim dallarımız olacak.
Tüm dallar tekrardan sorulanacaklar.
Ve sorular tekrar dallanacaklar.
Elimizde bir gövdeye ait onlarca soru olacak.
Birleşme noktasından sonra bu sorulara aradığımız cevaplar birleşecek ve bizi yansımadaki köke götürecek.
Sonunda doğrularımızı ya daha çok kabulleneceğiz ya da daha çok sorgulayacağız.
Ama öyle ya da böyle hiç bir zaman, sabit fikrimize ilk baktığımız gibi bakamayacağız.

Yazıların içeriği genellikle bilimsel ve kuramsal olacak.
Genellikle her detay açıklanacak ve karmaşık kısımlar betimlenecek.
Anlaşılmaması için değil anlaşılması için yazılacak.

Bu yazının sonuna gelmiş olmanız bile değişimin bir göstergesidir…
Teşekkürler.

“Beni savunanlardan daha çok bana karşı duranları seviyorum. Çünkü düşüncelerimi onlar geliştiriyorlar.”

Yuempek